Bir söz vardır: "Türk gibi başla, Alman gibi sürdür, İngiliz gibi bitir." Gerçekten de çok yerinde bir sözdür. Yüz kere en az, doğru olduğunu görmüşümdür. Atatürk devrimleri şimdi, yani tarihte eşi benzeri olmayan büyüklükte bir devrim. Türklerin başına tarihte görülmemiş bir devrimci geçmesi inanılmaz bir olay. Geldiğimiz noktada ise sıçramış sıvamış durumdayız. Sürdürülebilirlik, aşırı düşük. Örnekler çok fazla ama bu tek örnek yeterli.
Bu Kefaret dizisi de ona döndü. Tektip borazanlara dönüştüğünden beri hiç tv izlemiyorum. Fakat bu dizi beni nasıl yakaladı şaşılır. Bulunduğum ortamda tv açıktı ve ben hiç ilgilenmiyor, çalışıyor olsam da sesler kulağıma geliyordu. Bir noktada senaryonun çok ilginç olduğunu farkettim ve kafamı kaldırıp baktım. Hmm. Fox. İlk kez tv izledim ve senaryonun akıcılığı, planlaması gerçekten iyiydi.
Sonra netten baktım Zülfü Livaneli uyarlaması olduğunu öğrenince daha da ilgimi çekti. Yarım yamalak izlediğim ilk bölümü netten tekrar izledim, güzel yani. Senaryonun planlaması ve akıcılığı iyi. Hadi bakalım onca yıldan sonra haftada bir gün tv izlemeye başladım mı! Sadece haftada tek bir gün, kabul edilebilir.
Fakat türkiş mi, illa batırır. Bir iş türkişse, olmaz yani, gitmez. İkide bir senaryoya ilave edilen gereksiz ve saçma işler epey canımı sıktı ama başladım madem bitirmem lazım diye bir huyum var. Kuran'ı inceleyeceğim diye karar vermiştim, daha ilk bölümü bitirmeden bu şeyin incelenecek bir tarafı yok, bu direk çöp dedim ama başladım madem deyip sabredip sonuna kadar okudum.
Dizinin son bölümünde yine sadece ve ancak türkiş olabilecek, başka olmayacak saçma ayrıntılar. Ülen Sinan efendi. O kadar gizli servis elemanısın, paketlediğin adamı kelepçeleyip güvenliğe almadığın gibi, silahını onun erişebileceği yere hiç bırakır mısın? Yani böyle bir şey kazara olmaz yahu, bu ancak tuzak kurmak için yapılabilecek bir şey! Tam yani türkiş! Sonra yani gizli servisçi de olsan gidip bir yere adamları dövemezsin. Hadi plakan sahte diyelim ama kamera vardır, iş yeri orası, deşifre olursun!
İlla türkiş, kaçınılmaz türkiş. Olmuyor. Bir türlü olmuyor. Bu Türk milleti, olmuyor arkadaş, olmayınca olduramıyorsun.