- Mesajlar
- 1,797
- Çözümler
- 1
- Tepki puanı
- 2,125
- Düşünce
- Ateist
Geçen günkü başlığımda bahsettiğim kesinlik yargısından Descartes de bahsediyor. Ancak kesinlik yargısından sıyırdığı bir şey var: Kendisi.
Geri kalanların hepsi birer yanılsama olsa bile, yanıltılan şey biz olduğumuz için varızdır.
"Eğer beni aldatıyorsa, öyleyse var olduğuma hiç kuşku yok, istediği kadar aldatsın beni, ben bir şey olduğumu düşündüğüm sürece, bir şey olmamamı asla sağlayamayacaktır. Öyle ki her şeyi iyice düşünüp, özenle inceledikten sonra, "Ben'im, Varım" önermesini her ileri sürüşümde, onun zorunlu olarak doğru olduğu sonucuna varmak ve bunun değişmez olduğunu kabul etmek gerekir."
Daha sonra ise "Ben neyim?" sorusuna "Düşünen bir şeyim." cevabını vermiştir. Sonra ise meşhur sözü: "Cogito, ergo sum." u söylemiştir. Yani "Düşünüyorum öyleyse varım."
Descartes'in Epistemolojisi
Bu da ayrıca önemlidir çünkü bu yargıya varması bu yoldan geçer. Descartes her şeyden önce, şuana kadar bildiği her şeyi askıya alarak başlar. Buna "Kuşku Yöntemi" denir. Filozof önce her şeyi silmelidir, her şeyi temelden oluşturmalı, bildiği her şeyden şüphe duymalıdır. Bu şekilde doğru bilgiye ulaşabilir.
Descartes'e göre duyularımız bizi yanıltır, bu yüzden her şeyden şüphe duyar. Ancak matematik ve geometri gibi şeylerin yanıltıcı olmadığını, çünkü uykuda olsak bile 2+3=5 olduğunu söylemiştir.
Descartes’ın yöntemi, dört aşamadan oluşmaktadır; ilk olarak doğru olduğunu apaçık bilmediği hiçbir şeyi kabul etmemekte, ikinci olarak incelenecek şeyi en küçük parçalarına kadar bölmekte, üçüncü olarak bu parçalardan başlayarak karmaşık yapılara doğru ilerleyen bir tümevarımsal yol izlemekte ve son olarak her adımda yaptığı işlemi gözden geçirmektedir.
Descartes’ın epistemolojisi “cogito” temellidir; cogito temel alınarak dış dünya açıklanmaktadır, yani kendi bilincinden nesneye doğru bir gidiş söz konusudur. Descartes bu noktada “doğruluk” ve “kesinlik” ayrımı yapmaktadır. Kesin olan şey a priori olup açık ve seçik olan şeydir, bu önermelerin doğruluğu ya da yanlışlığı söz konusu değildir. Buna örnek olarak matematik ve geometriyi göstermek mümkündür; doğruluk ise bilgiye ilişkindir ve olumsal olabilendir. Descartes’a göre, kesinliği elde etmenin yolu “sezgi”dir.
Son olarak idelere bakacak olursak, doğuştan, duyu verilerinden türetilen ve kendi türettiğimiz ideler olmak üzere üç tür ide vardır. Bu ideler, bilginin oluşum sürecinde etkin rol oynamaktadır. Doğuştan idelerin, doğruluğu ya da yanlışlığı söz konusu değildir. Buna örnek olarak matematik ve geometriyi verebiliriz. Bunlar, düşünen benin varoluşuna bağlı olduğu için, kendiliğinden açık ve seçiktir. Ama diğer ide türleri açık ve seçik değildir. Duyu verilerinden gelen ideler, zihnin duyular bölümünde, kendi türettiğimiz ideler ise imgelemde bulunmaktadır. Bu iki ide, bize açık ve seçik bilgi sağlamamaktadır; bu sebepten ötürü doğruluklarından emin olunamaz.
Descartes Felsefesine Kısa Bir Bakış: Düşünüyorum, Öyleyse Varım (Cogito Ergo Sum)! - Evrim Ağacı (evrimagaci.org)
Geri kalanların hepsi birer yanılsama olsa bile, yanıltılan şey biz olduğumuz için varızdır.
"Eğer beni aldatıyorsa, öyleyse var olduğuma hiç kuşku yok, istediği kadar aldatsın beni, ben bir şey olduğumu düşündüğüm sürece, bir şey olmamamı asla sağlayamayacaktır. Öyle ki her şeyi iyice düşünüp, özenle inceledikten sonra, "Ben'im, Varım" önermesini her ileri sürüşümde, onun zorunlu olarak doğru olduğu sonucuna varmak ve bunun değişmez olduğunu kabul etmek gerekir."
Daha sonra ise "Ben neyim?" sorusuna "Düşünen bir şeyim." cevabını vermiştir. Sonra ise meşhur sözü: "Cogito, ergo sum." u söylemiştir. Yani "Düşünüyorum öyleyse varım."
Descartes'in Epistemolojisi
Bu da ayrıca önemlidir çünkü bu yargıya varması bu yoldan geçer. Descartes her şeyden önce, şuana kadar bildiği her şeyi askıya alarak başlar. Buna "Kuşku Yöntemi" denir. Filozof önce her şeyi silmelidir, her şeyi temelden oluşturmalı, bildiği her şeyden şüphe duymalıdır. Bu şekilde doğru bilgiye ulaşabilir.
Descartes'e göre duyularımız bizi yanıltır, bu yüzden her şeyden şüphe duyar. Ancak matematik ve geometri gibi şeylerin yanıltıcı olmadığını, çünkü uykuda olsak bile 2+3=5 olduğunu söylemiştir.
Descartes’ın yöntemi, dört aşamadan oluşmaktadır; ilk olarak doğru olduğunu apaçık bilmediği hiçbir şeyi kabul etmemekte, ikinci olarak incelenecek şeyi en küçük parçalarına kadar bölmekte, üçüncü olarak bu parçalardan başlayarak karmaşık yapılara doğru ilerleyen bir tümevarımsal yol izlemekte ve son olarak her adımda yaptığı işlemi gözden geçirmektedir.
Descartes’ın epistemolojisi “cogito” temellidir; cogito temel alınarak dış dünya açıklanmaktadır, yani kendi bilincinden nesneye doğru bir gidiş söz konusudur. Descartes bu noktada “doğruluk” ve “kesinlik” ayrımı yapmaktadır. Kesin olan şey a priori olup açık ve seçik olan şeydir, bu önermelerin doğruluğu ya da yanlışlığı söz konusu değildir. Buna örnek olarak matematik ve geometriyi göstermek mümkündür; doğruluk ise bilgiye ilişkindir ve olumsal olabilendir. Descartes’a göre, kesinliği elde etmenin yolu “sezgi”dir.
Son olarak idelere bakacak olursak, doğuştan, duyu verilerinden türetilen ve kendi türettiğimiz ideler olmak üzere üç tür ide vardır. Bu ideler, bilginin oluşum sürecinde etkin rol oynamaktadır. Doğuştan idelerin, doğruluğu ya da yanlışlığı söz konusu değildir. Buna örnek olarak matematik ve geometriyi verebiliriz. Bunlar, düşünen benin varoluşuna bağlı olduğu için, kendiliğinden açık ve seçiktir. Ama diğer ide türleri açık ve seçik değildir. Duyu verilerinden gelen ideler, zihnin duyular bölümünde, kendi türettiğimiz ideler ise imgelemde bulunmaktadır. Bu iki ide, bize açık ve seçik bilgi sağlamamaktadır; bu sebepten ötürü doğruluklarından emin olunamaz.
Descartes Felsefesine Kısa Bir Bakış: Düşünüyorum, Öyleyse Varım (Cogito Ergo Sum)! - Evrim Ağacı (evrimagaci.org)