Bir de bunu idam ettiklerini düüşnsene. Şehit diye pazarlarlardı bu yobazı. İyiki öyle yapmış Atatürk.
Ben uzun süre Atatürk'ün bu yobaza acımasını ve imza koymadı diye affetmesini zaaf olarak gördüm. Bunu acımadan idam ettirmeliydi diye düşündüm.
Fakat Atatürk o kadar öngörülü bir insandı ki Kürt sorununun baş ağrıtacağını çok iyi öngörmüştü. Bu herifin eski Said yeni Said oldu filan diyeceğini, siyasi tavrını bırakacağını nasılsa görmüş olmalı. Onun bu siyasetten elini eteğini çekmesi Kürtlere örnek olur yararlı olur diye düşündüğünü tahmin ediyorum.
Gerçekten de bu Bitlis'te uzlete çekilmişti. Ta Menderes bunu Bitlis'ten aldırıp Barla'ya getirtinceye kadar. O zaman bu uzletten uyanıp risale yazmaya başladı. Gerçi daha sinsileşti, daha sahtekarlaştı, Kürt Teali cemiyetini kurup İngilizlerin kucağında Milli Mücadeleye tek bir katkı yapmayan ve İngiliz himayesinde kurulacak Kürt devletinin başına geçme hayalleri kuran bu herif o davasından geçici olarak bahsetmez oldu. Önce din ile uyuşturup ayırma operasyonunu beden uyuşuk halde iken yapmaya karar verdi. Atatürk yine de onun bu sinsiliğini görüp biletini kesmeliydi.
Ama yeni Said'in Kürt devleti heveslerini Türkiye Cumhuriyeti güçlenene kadar ertelemeye istemeden de olsa hizmet etmesi kısa vadede Türkiye Cumhuriyetinin çıkarınaydı. Atatürk bunu hesapladı. Devlet güçlenince bu tehdidi bertaraf ederdi. Atatürk bu hesabı yaptı.
Saidin biri devreden çıktı, öbürü girdi. Nurcu Said isyancı Şeyh Saidi desteklemedi. Kürtlerin üzerine bela çekiyorsun dedi. Şeyh Said bertaraf edildi ama isyanlar bitmedi. Bu isyanlar Musul'un alınmasını engelledi. Yoksa ordu Musul'u almak için bizzat Atatürk'ten emir almış ve hazırlıklara başlamıştı.
İsyanlar Atatürk'ün ölümünden sonra da bitmedi. İsmet İnönü bunun üzerine Dersim'e çok sert bir harekat yaptı. Bu harekat öyle sertti ki PKK ya kadar isyan olmadı.