Ateist bir adamın herhangi bir müslümanla tartışması bana kalırsa saçmalıktır.. Yaşlı bir ateistin herhangi bir müslüman ile tartışması şu demektir; belirli bir yaşıda geçtiyse şeker ve tansiyon fırlaması demektir. Başka birşey değildir. Müslüman bir kişiyi lafla ikna edemezsiniz.. Çünkü laf ve söz demek mantık demektir. Müslümanlar ise mantık altı inanç sahibidirler. Kör inanç sahibidirler.. Sağ çizginin kötü eğiliminden geliyor onlar.. Hz.İbrahim sağ çizgidir. Onun ilk oğlu İsmail ise sağ çizginin kötü eğilimidir. Sağ çizginin klipotlarıdır.. O yüzden asla düzelmeyecek. 1400 yıldırda düzelmedi zaten..
Zaten mantıklı bir adamın şöyle düşünmesi lazım; yavv bu adamlar 1400 küsür yıldır aynı. Acaba biz yanlışmı yapıyoruz, köklerde var olan bir sorunmu bu acaba diye bir sorması lazım.. Kabalistler bunu binlerce yıl önce söylemiş.. İslam ve Muhammed Hz.İsmail'den geliyor.. Kabalada bunlar hep bir niteliktir. Şahıs değildir.. O yüzden herhangi bir kabalist muhammed yaşadımı yaşamadımı gibi şeylerle ilgilenmez.. Sonuçta bu dünya sonuçlar dünyasıdır ve esas nedenler köklerdedir, üst dünyalardadır.
Üst dünyalardaki realiteyi, formları veriyor adamlar.. Hz.İsmail'den geliyorlar.. Sağ çizgiye sahipler. Sürekli ihsan etmekten söz ederler.. Fakat ihsan ve hayırları hep almak içindir. kendileri içindir. almak için ihsan eder diyorlar.. Hz.İbrahim'in ismaili sürgün etmeside o yüzden diyorlar.. Yoksa neden sürgün etsin İbrahim İsmaili? Çünkü oğullardan değil niteliklerden, manevi formlardan söz ediliyor o kitaplardada ondan.. sufizm ve tasavvufta o yüzden araplarda vardır.. Hz.İbrahim'in oğlunun kökü var olduğu için maneviyatın bir kısmı onlara geçti. Ama kesinlikle tamamı geçmedi. Sadece belli bir seviyeye kadar geçti. Merhamet seviyesine kadar geçti. Binah seviyesine kadar geçti.. İhsan etmek için almak denilen esas manevi seviyeler tasavvufta yoktur, bulamazsınız.. Manevi dünyaların yapısı, üst fiziği filanda hiç bir tasavvuf kitabında anlatılmaz.. En has tasavvufcular sürekli aşktan söz ederler.. Mevlana gibi, yunus gibi adamlardır onlarda..
Gerçi biraz inceleyecek olursanız maneviyat ehlinin, gönül eğlinin ortadoks islamcılarla hiç bir zaman yıldızı barışmamıştır. Çoğu taşlanmıştır, hapsedilmiştir veyahut sürülmüştür.. Maneviyatla islamın hiç bir alakası yoktur. Sadece islamın değil hiç bir dinin maneviyat ile bir alaka ve bağlantısı yoktur.. Maneviyat üst dünyalardan söz eder, bu dünyanın üzerinde olan bir yapıdan söz eder. İhsan etme ve sevgi denilen tamamen farklı ve yeni bir formdan söz eder. Fiziksel dünyada ise egoizm ve alma arzusu işler.. Kişinin kendisine olan sevgisi onun temel motivasyon kaynağıdır.. bu böyledir.. O yüzden din denilen şeyde tamamıyla bu maddi dünyanın, fiziksel dünyanın realitesine ait birşeydir.. Daha fazlası değildir.. bu dünyada kişinin nasıl yaşayacağını emreden kurallardan oluşurlar ve geçmişte işede yarıyorlardı. Bir anlamda toplumları uzlaştırıyorlardı. İnsan zaten doğası gereği egoist olduğu için, tamamıyla kötü eğilim tarafından yönlendirildiği için geçmişte dinler gerçektende işe yaradı.. Ama artık yaramıyor.. Yaramadığınıda toplumdan görüyorsunuz. Örnek vermeye gerek yoktur.. topluma bakın, dünyaya bakın bunu görürsünüz.. Birşeyi anlamanın en iyi yolu görerek, tecrübe ederek öğrenmektir. Yaradanda insanlığa o şekilde öğretiyor günümüzde zaten..